Aort Anevrizması Dilatasyonu Nedir?
Aort insan vücudundaki en büyük damardır. Kalpten tüm organlara atardamar kanı iletir ve bu da onu “ana kan hattı” yapar. Kişinin boyu ve kilosu göz önüne alındığında dakikada 3 ila 6-7 lt. kan taşır. Kanı iletirken kalbin atış hızına ve yapısına bağlı olarak belirli bir basınç (80 – 140 mmHg) vardır. Buna gerginlik diyoruz. Aort çeşitli nedenlerle vücutta sessizce genişleyebilir. Erken teşhis edilmelidir.
Aort, kalpten çıktıktan sonra kanı pompalayan ana atardamardır. Aortun kalpten ilk çıktığı zamanki çapı 2,5 cm’dir. Vücutta aorttan daha büyük bir damar yoktur. Aortun çapı çeşitli nedenlerle genişleyebilir. Tıpta buna “Anevrizma” diyoruz. Eğer anevrizma büyümeye devam ederse yırtılma riski ortaya çıkar. Aortun içine akan kan dışarı doğru akmaya başlar ve diğer organları etkileyecek düzeye gelirse buna tıpta “rüptür” (patlama) diyoruz. Aortun genişlemesinin komplikasyonuna “Diseksiyon” (içe doğru yırtılma) adı verilir. Her ikisi de oldukça tehlikeli patolojilerdir. Her ikisi de acil müdahale gerektiren ve hayatı tehdit eden durumlardır.
Aort kalbin sol ventrikülünden gelir ve torasik ve abdominal boşluklardan geçer. Torasik boşlukta anevrizma varsa buna “torasik anevrizma” deriz. Karın boşluğunda meydana gelirse buna “abdominal anevrizma” denir.
Beyin, kalp, boyun, dalak, diz arkası ve vücudun diğer damarlarında anevrizmalar meydana gelebilir. Beyin anevrizması yırtılırsa prolapsusa neden olabilir.
Anevrizma taraması neden önemlidir?
Her yıl yaklaşık 15.000 kişi rüptür anevrizması nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Rüptür anevrizmaları 50 yaş üstü erkek hastalarda 10. ölüm nedenidir. Rüptür anevrizmalarının çoğu erken teşhis ve tıbbi tedavi ile önlenebilir. Anevrizma hiçbir belirti vermeden büyüyebilir. Bu nedenle özellikle riskli hastalar için anevrizma taraması yaptırmak önemlidir.
Anevrizmalar teşhis edilir edilmez ilaç veya cerrahi müdahaleler yardımıyla tedavi edilebilir. Doktorlar teşhis edildikten sonra kalp atış hızını ve kan basıncını düşüren ilaçlar verirler, bu da yırtılma riskini önler. Büyük bir aort anevrizması teşhisi varsa, doktorlar genellikle aortun sağlıksız kısmını değiştirirler. Bunlar genellikle iyi sonuçlar verir.
Aort Anevrizmasının Nedenleri Nelerdir?
- Aort Anevrizması ateroskleroz (damar sertliği veya bozulması) nedeniyle oluşabilir. Ateroskleroz ilerledikçe atardamar duvarları kalınlaşır, hasar görür ve düzenli iç yüzeylerini kaybederler. Atardamarın hasarlı kısmı sıkılaşabilir veya içindeki kanın basıncıyla “anevrizma” oluşabilir. Anevrizmalar bu şekilde oluşur. Anevrizmalar atardamarda sürekli yüksek kan basıncı nedeniyle de oluşabilir.
- Anevrizmalar ayrıca araba kazası gibi travmalar sonucu da oluşabilir.
- Marfan Sendromu gibi bazı tıbbi vakalar anevrizmalara neden olabilir. Marfan Sendromu olan kişiler çok uzundur ve parmakları ince ve uzundur. Vasküler yapıları ince olma eğilimindedir.
- Nadir durumlarda tedavi edilmeyen sifiliz (cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar) da aort anevrizmasına neden olabilir.
Riskli grup kimlerdir?
AAA (Abdominal Aort Anevrizması -en sık görülen anevrizma) sıklığı erkeklerde kadınlara göre 5-10 kat daha fazladır. AAA riski yaş ilerledikçe artar ve genellikle 60-80 yaşlarındaki kişilerde görülür. Periferik anevrizmalar da 60-80 yaşlarındaki hastalarda görülür.
Özetle:
• Ateroskleroz (Atardamar yağ birikimi)
• Sigara kullanımı (Sigara içenlerde anevrizma riski 8 kat fazladır)
• Aşırı kilo ve obezite
• Aort anevrizması, kalp hastalıkları veya diğer atardamar hastalıkları aile öyküsü
• Aort duvarlarını zayıflatan bazı hastalıklar (Marfan sendromu, tedavi edilmemiş sifiliz, tüberküloz)
• Araba kazası sonrası travmalar
• 35-60 yaşları arasında şiddetli ve kalıcı yüksek tansiyon (kontrol altına alınamayan tansiyon tehlikelidir)
• Kokain gibi uyarıcı ilaçlar.
Semptomlar neler?
Anevrizma belirtileri türüne, lokalizasyonuna ve yırtılıp yırtılmadığına veya vücudun diğer yapılarıyla ilişkisine bağlıdır. Anevrizmalar yıllar içinde ortaya çıkabilir ve hiçbir şikayete neden olmadan büyüyebilir.
Yıllar geçtikçe büyürler ve anevrizma patlayana kadar hiçbir şikayete neden olmazlar. Bazen hastaların karın bölgesinde nabızlı bir kitle bulunur. Bu durumda hastalar karın yakınında sırt ve karın ağrısı, karında sabit ve sürekli ağrı ve ayaklarda soğukluktan şikayet ederler. Karın bölgesinde anevrizma olduğunda Abdominal Aort Anevrizması (AAA) adını veririz. AAA patlarsa, semptomlar alt karın ve sırtta ani ve şiddetli ağrı, mide bulantısı, kusma, terleme, baş dönmesi ve taşikardi olur. Patlamış AAA’dan kaynaklanan iç kanama hastada şoka neden olabilir. Torasik (Göğüs) Anevrizmaları da patlayana kadar hiçbir şikayete neden olma eğilimindedir. Şikayetler genellikle; göğüs, sırt, boyun ve çenede ağrı veya öksürük, ses kısıklığı veya nefes darlığıdır.
Periferik anevrizmalarda şikayetler genellikle boyun, kol, bacaklarda nabızla birlikte kitle şeklindedir. Kol, bacakta ağrı ve kramp gibi belirtiler görülür.
Anevrizmalar nasıl teşhis edilir?
Anevrizmalar rutin fiziksel muayeneler sırasında tespit edilebilir. Ayrıca torasik veya abdominal ağrı nedeniyle yapılan ultrason, röntgen veya bilgisayarlı tomografi ile teşhis edilebilir. Anevrizmalı bir hastayı teşhis etmek için; ultrason, BT, manyetik rezonans veya anjiyografi yöntemleri kullanılır.
Anevrizma ne zaman ve nasıl tedavi edilebilir?
Aort Anevrizmasının tedavi planı ve yöntemi, bulunduğu yere göre değişir. Anevrizmaların bölünerek tedavi edilmesi gereken vakaları asendan ve descendan aort olarak özetleyebiliriz:
- Yükselen aortun çapı 5,5 cm veya daha fazla ise
- Son 6 ayda aortun boyutu 5 mm’ye kadar büyüdüyse
- Eğer asendan aort çapı 5 cm ise ve stabil olmayan hipertansiyon varsa
- İnen aort çapı 6 cm ise veya son 6 ayda 5 mm genişleme varsa
- Başka bir organa baskı varsa
- Abdominal aort çapı 5,5 cm ise veya son 6 ayda 5 mm genişleme varsa
- Tüm anevrizmalarda kanama şüphesi varsa
Hastada yukarıdaki durumlar bulunursa, hastaya EVAR, TEVAR gibi cerrahi veya girişimsel yöntemlerle tedavi uygulanmalıdır. Bu son yönteme “kapalı yöntem” de denir.